Cari Yardımları, Vergiden Düşülecek – Gelir Vergisi Stopajı – Pirim Teşviki – Teşvikli İllerde Vergi ve Pirim Desteği

HABERLER ve YAZILAR
TARİH2012

TEŞVİKLİ İLLERE VERGİ VE PRİM DESTEĞİ

Vergi ve sosyal güvenlik konuları ile ilgili olarak bazı düzeltme ve yeni hükümlerin getirildiği kanun çalışması TBMM de görüşülerek kabul edildi. Kanun kabul edilen metnin, önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanı tarafından onaylanıp Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmesi bekleniyor. Kabul edilen kanunda daha çok vergi uygulamalarında yaşanan sıkıntıların giderilmesi çerçevesinde düzenleme yapıldı. Kabul edilen metinde teşvik kanununa destek düzenlemeler getirilirken yurt dışından getirilen cep telefonlarına da ilave harç getirildi. Getirilen düzenlemeleri gözden geçirecek olursak;

GELİR VERGİSİ STOPAJI-PRİM TEŞVİKİ

Bakanlar Kurulu’nca belirlenen illerde yapılacak yatırımlar için Ekonomi Bakanlığı tarafından düzenlenen yatırım teşvik belgeleri kapsamında;2023 yılı sonuna kadar Gelir Vergisi stopajı avantajı getirildi. Buna göre söz konusu bölgelerde gerçekleşen yatırımlarda teşvik bölgelerinde öngörülen ve fiilen istihdam edilen işçilerin ücretlerinin sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin brüt tutarına tekabül eden kısmı üzerinden hesaplanan Gelir Vergisi, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan tarihten itibaren 10 yıl süreyle verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden terkin edilecek. İşçilerin ücreti üzerinden hesaplanan vergilere getirilen bu avantajdan başka teşvikli illerde çalıştırılacak işçilerin primlerine de destek verilecek. Yatırımlarda devlet yardımları hakkında kararlar çerçevesinde düzenlenen teşvik  belgeleri kapsamında gerçekleştirilecek yatırımlarla istihdam edilen sigortalılar için, belirlenen prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primlerinin; işveren hisselerinin devamına veya Bakanlar Kurulu’nca belirlenen illerde işveren hisseleri ile birlikte sigortalı hisselerinin tamamına kadar olan kısmı Ekonomi Bakanlığı bütçesinden karşılanacak. Ancak daha önce genç iş gücü ile kadınların istihdamını sağlamak için getirilen prim desteğinden faydalananlar bu teşvikten faydalanamayacak. Ekonomi Bakanlığı’nca  karşılanan  prim tutarları işverenler bakımından Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınamaz. Ayrıca teşvik uygulamasının kayıtlı istihdamı desteklemesi ve yolsuzluğun önlenmesi içn de tedbirler alınmış durumda. Buna göre; yapılan kontrol ve denetimlerde, çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirilen sigortalının fiilen çalışmadığının tespit edilmesi halinde işverenler bir yıl süreyle bu maddeyle sağlanan destek unsurlarından faydalanamayacak. Bu madde kapsamındaki teşvikten haksız olarak faydalanıldığının tespiti halinde faydalanılan teşvik tutarı gecikme zammı ve gecikme cezası ile birlikte işverenden tahsil edilecek. Ayrıca işyerinde sigortalının fiilen çalışmadığı halde bildirildiğinin tespit edilmesi halinde işveren hakkında cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacak.

DIŞARIDAN GETİRİLEN CEP TELEFONUNA 100 TL HARÇ

Ticari mahiyette olmaksızın, yolcuların kendi kullanımları için yurtdışından getirdikleri cep telefonlarına 100 TL ek harç getirildi. Harç, ithal aşamasında değil, kullanım izninin alınması sırasında ödenecek. Elektronik kimlik bilgisinin kayıt altına alınması için yapilan başvuru sırasında harcın ödenmiş olması aranacak. Harç ödemeden kayıt işlemi yapılmayacak. Harç ödemeden kayıt işlemi yapılan ve kullanıma açılan cihazlar, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından kullanıma kapatılacak. Ödenmeyen harç % 50 fazlasıyla ilk kayıt tarihinden itibaren 6183 sayılı kanuna göre hesaplanan gecikme zammı ile birlikte tahsil edilecek. Gelir Vergisi Kanunu’na eklenen hükümle daha önce vergi kanunlarımızda yer alan finansman gideri kısıtlaması uygulaması kısmen geri getirilmiş oldu. Yeni hükme göre; öz kaynaklarını aşacak seviyede yabancı kaynak kullanan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kar payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan maaliyet ve gider unsurları toplamının en fazla %10’u gider gider olarak kabul edilmeyecek. Görüldüğü gibi getirilen düzenleme eski finansman gideri kısıtlaması kadar katı değil ama artık işletmelerin sınırsız kredi kullanamayacağını öngörmek hatalı olmaz. Yeni uygulamada Bakanlar Kurulu’na; reddedilecek faiz giderini sektörler itibarı ile farklı oranda belirleme yetkisi verildi.

 CARİ YARDIMLARI, VERGİDEN DÜŞÜLEBİLECEK          

Bilindiği gibi vergi kanunlarımız okul, hastane, öğrenci yurdu, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi gibi kamusal kuruluşlara yapılan yardımlara beyanname üzerinden bildirilecek gelirlerden indirime cevaz veriyor. Bu tür kuruluşlara ilave olarak ibadethanelere yapılacak yardımlar da artık vergi alınacak gelirden indirilebilecek. Yeni düzenlemeye göre mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Bakanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin inşaası dolayısıyla yapılan harcamalar beyanname üzerinden indirilebilecek. Bu tesislerin inşaası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdi ve ayni yardım ve bağışların tamamı da aynı şekilde indirim konusu yapılabilecek giderler arasına alındı. Öte yandan iktisadi işletmeleri hariç, Türkiye Kızılay Derneği’ne makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış ve yardımların yanısıra Türkiye Yeşilay Cemiyeti’ne yapılan yardımların tamamı da artık indirim konusu yapılabilecek.

SGK HİZMET TESPİTİ KARARLARI DEĞİŞTİ

Kayıt dışı istihdam, ülkemizin en önemli sorunlarından birisi. Sigortasız olarak çalışan işçilerişten atılma korkusuyla haklarını aramaktan imtina ediyorlar. Bazı işçilerde sigortasının yapıldığını zannediyorlar. İşçiler emeklilikleri söz konusu olduğunda sigortalılığın tespiti amacıyla SGK’ya  ya da  mahkemeye başvuruyorlar. Bu aşamadan sonra SGK’nın sigortalık tespiti güçleşiyor. İşçi ile SGK veya işveren sigortalılık süresince mutabık kalmazsa olay mahkemelere yansıyor. Mahkemeler tarafından tanıkları, işveren ve SGK’nın kayıtları, işçilerin sunmuş oldukları belgeler ve diğer hususları dikkate alarak davacı kişilerin sigortalılık tespitine  karar veriyor. Fakat işçilerin hizmet tespit davalarını kazanmaları, SGK yönünden işlemlerin tamamlanması ve emekliliğe hak kazanılması anlamına gelmiyordu. Kurum hizmet tespitine karar verilse bile işverenden primleri ödetmeye çalışıyor, bunu sağlayamazsa işçilerden primlerin ödenmesini istiyor, primler yatırılmazsa aylık bağlamıyordu. Bu uygulamasını da 1982 yılında yayınlanan bir genelgeye dayandırıyordu. İşçiler bu sefer mahkeme kararlarının uygulanması ve aylık bağlanması için yeniden dava açıyorlardı. SGK, hizmet tespiti kararlarına ilişkin uygulamasını geçtiğimiz ay yayımlanan bir genelgeyle Yargıtay’ın çeşitli kararlarını dayanak göstererek değiştirdi. Söz konusu genelgede mahkeme kararlarının geciktirilmeksizinuygulanması hükümlerinin yer aldığı Anayasa’nın 130.maddesine de atıf yapıldı. Hizmet tespitine ilişkin mahkeme kararları artık SGK tarafından herhangi bir işleme gerek kalmadan uygulanacak.

YORUM YAP